9 Şubat 2017 Perşembe

İNANÇ

Net bir odağı ve sınırları olan konulara gelmeden önce genel anlamda kendimi ifade etmeye çalıştığım giriş konularından birisiyle daha devam ediyoruz.

İnanç, inanmak, inanış.. şimdi sizinle birlikte bu kavramı incelemeye çalışalım.

Öncelikle TDK'ya göre "inanç" kelimesinin nasıl tanımlandığına bakalım;
1. isim Bir düşünceye gönülden bağlı bulunma
"Bilhassa kadınlar arasında hurafeye inanç fazla buralarda." - F. Otyam

2. Birine duyulan güven, inanma duygusu

3. İnanılan şey, görüş, öğreti
"Kendi getirdikleri inançtan başka her şeye kapalıdır zevkleri." - N. Ataç

4. din b. (***) Tanrı'ya, bir dine inanma, akide, iman, itikat
"Herkes, vicdan, dinî inanç ve kanaat hürriyetine sahiptir." - Anayasa


Gördüğünüz üzere, bizim bu yazıda ağırlık vereceğimizin yanı sıra direkt olarak bir dinî yönelimin tarifi olarak da "inanç" kelimesi kullanılmıştır. Toplumda da bu kelimenin genel kullanımı bu anlamdadır. Bizim daha öncelikli olarak ele almamız ve tartışmamız gereken anlamlar; "bir düşünceye gönülden bağlı bulunma" ve özellikle "görüş, öğreti" anlamlarıdır.

Asıl mesele bilmektir, bu da bilgi sahibi olmakla mümkündür. İşte tam da burada bilginin ne olduğu, ne gibi çeşitlerinin bulunduğu çok iyi anlaşılmalıdır. Basit olarak ele alacak olursak, bilgi öznellik ve nesnellik bakımından değerlendirilmektedir. Nesnel bilgi; herkesçe kabul edilen ve kanıtlanabilir bir reel veriyken, öznel bilgi; kişiden kişiye değişim gösterebilen, kişisel bir yorumlamadır. Bu bağlamda örneğin teknik ve bilimsel bilgiler nesnel bilgiyken; felsefi, dinî ve sanatsal bilgiler ise öznel bilgidir.

Nesnel ve öznelliğin ayrımının tam olarak yapıl(a)madığı durumlarda her zaman "bilmek" fiilinin yerini "inanmak" almış ve bir inanç oluşumu gözlenmiştir. İnanç dogmatiktir. Yani inanılan şeyi tam olarak tahlil etmek mümkün olmamış ve eksik veriyle bir kanaate varılmış, -bazen bu emredilmiş-  bunun da üzerine bu varılan kanaat tüm sorgulama ve eleştirilere kesin olarak kapalı hale getirilmiştir. Bu kapalılık kişinin toplumla arasında gelişecek olan etkileşiminde yani dünya görüşlerinde kesinlikle yer bulmamalıdır. Dünyevi meselelerdeki inançlaşma eğilimi ve dogmatiklik, zıt fikirler arasında uzlaşma ve hatta iletişim kurma olanağı bile bırakmadığından tarih boyunca sürekli anlaşmazlığı ve savaşı doğurmuştur.


Kişilerin ve bunun sonucunda toplumların zihnindeki en egemen düşünce akılcılık olmalıdır. Son derece geniş, köşesiz ve tarifi hem zor hem de kolay olan bu düşüncenin, devlet yönetimine dair herşey ve sosyal konuların tümüne tatbiki burada izah etmeye çalıştığımızın fersah fersah üstünde bir karmaşıklıktadır. Ancak en sade haliyle bile, bir akılcı ortak taban oluşturulduğunda, toplumdaki çok büyük problemlerin dahi hızla çözümlendiği ve gerilimin düştüğü görülecektir.


Dinî meseleleri de bu bakışla ele alacak olursak; öncelikle söylememiz gereken dünya üzerinde farklı dinler, binlerce farklı inanış ve yönelim, aynı dinler içerisinde dahi birbiriyle taban tabana zıt farklı alt kollar bulunduğundan ve tüm bunların kendi içerisinde farklı inançlar barındırdığından ve inançlar da belirttiğimiz gibi dogmatik olduğundan, dinlerin asla toplum yönetiminde söz sahibi ana faktörler olmayıp, tamamıyla bireyin vicdanında hür olması gerektiğidir. Bu takdir edersiniz ki sekülerizmin kendisinin ve gerekliliğinin de en temel açıklamalarından birisidir. Yine buna da ek olarak, kişilerin tabi oldukları dinlerin içeriğini, diğer dinleri ve hatta dinler tarihini incelemeleri de hiç şüphesiz hem kendi inançlarının sağlamlığı açısından, hem de genel anlamda bilgi seviyelerini yükseltmeleri açısından büyük bir gereklilik ve yükümlülüktür.



Sonuç olarak; daha iyi bir toplum, çevre ve dünya için, akılcılığın benimsenmesi, dünyevi meselelerdeki inançların bu sayede olabildiğince temizlenmesi, uhrevi meselelerde tabii daha hassas bir şekilde tatbik edilen akılcılığın öncelikle inanç özgürlüğünü sağlaması, bunu kişinin vicdanı sınırları içerisine yerleştirip, seküler ortamı oluşturması ve kişilerin her konuda daha kaliteli bir şekilde bilgilenmesi şarttır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder